Evvel evvel iken, ben bir deli oğlan iken… Yeni dikilmiş aşlanmamış fındık ağcının dibinde çakmaksız tüfenen bir tavşan vurdum. Kırk batman yağını aldım. İki postalım varıdı. Birini yağladım, birine galmadı. Yağlı postal kaçtı, yağsızı peşine düştü. Ha babam de babam… İkisi bi garpuzun içine girdiler. Çektim bıçamı bi çaldım, bi kapı açıldı. Girdim içeri. Bir de ne göreyim… Bir kır adam kır eşeğine binmiş tozu dumana katarak geliyo… ‘‘Ne arıyon oğlum?’’ dedi. Dedim ‘‘İki postal gaybettim, onları arıyorum.’’ Dedi ki: ‘‘Oooo…Sen burda postal mı bulacaksın? Ben deve gatarı gaybettim bulamıyorum.’’ Bana iki ceviz verdi. Birini yedim birini attım. Attığum cevüz kocaman bir ağaç oldu, köyün çocukları birikti, taş attı, kesek attı. Kocaman bir tarla yaptım. Tarlaya ekin biçmeye geldim bir de baktım oraya bir tilki dadanmış. Tırpanı bi attım, tilkinin kuyruğuna dolandı. Tilki gaçtı tırpan biçti, tilki gaçtı tırpan biçti. Koca bir öbek yaptım. Bir gün oraya harman yaptım. Bir de ne göreyim… Bi sirkül at dadanmış. At da yandı, sap da yandı… Pala[2] gabak, başka lafa bak!
[1] Kayıt, Hacivat Mahallesi efradı 69 yaşındaki Selim Çakır’dan 17 Kasım 2024 tarihinde alınmıştır. Kaynak kişi, bu tekerlemeyi çocukken yazlarını geçirdiği yaylada büyüklerinden dinleyip ezberlemiştir. [2] pala: fasulye